9 Ağustos 2017 Çarşamba

Deliryum - Lauren Oliver





Distopik bir toplumda, çitler ve duvarlarla çevrili bir şehirde yaşayan Lena, yaşadığı acılara rağmen prosedürünü sabırsızlıkla bekliyor.
Tam doksan beş gün...
Prosedür; onsekiz yaşına gelen gençlerin  tedavi edilerek aşk kavramını ve duygusunu beyinlerinden tamamen  çıkarılması işlemi. Bu gençler lisenin sonunda mülakata girip kendilerine en uygun beş eşten birini seçip sozleniyor, ardından üniversite sonrası evleniyorlar. Kaç çocuk yapacağınıza da başkaları karar veriyor.
Ve Sakatlar denilen, bu aşk tedavisini reddedip şehir dışında yaşayan insanlar var. Ama haklarında duydukları hikayeler haricinde onları gören yok.
Böyle bir dünyada yaşayan Lena, çok küçükken babasını kaybedip, altı yaşında da annesi üç kere ameliyat olmasına rağmen deliria adı verilen aşk hastalığından kurtulamamasının akabinde intihar ediyor.
Lena teyzesiyle yaşamaya başlıyor ve artık lise son sınıfta.
Eş seçimi için girdiği mülakatta yanlış cevaplar verdiği sirada, Sakatların eylem yaparak ortalığı birbirine katması, Lenanın işine yarıyor.
Ve herşey bu eylem sırasında uzaktan kahkahalarla gülen bu çocuğu görmesiyle başlıyor.



Etkinliğin ikinci günü okuduğum kitap Deliryum. Kitap isminin harflerine fon olarak bir insan resmi koymak kimin fikriydi acaba? Okunmuyor yazılar resmen. Pekala bu harfler tek renk olsada gayet güzel olurmuş. Her neyse kitabımız distopya türünde. Gidişat bakımından diğer distopyalardan farklı sayılmaz. Hiçbir şeyi sorgulamayan sıradan başkarakterimiz, başına gelen bazı olaylardan sonra sistemin tamamen yalandan ibaret olduğunu farkedip isyan güçlerine katılır. Aslında güzeldi her ne kadar klişe olsada. Uzun süredir distopya okumamış olmamında bunda etkisi büyük.
Kitap çok aksiyonlu değil. Daha çok kızın duygularına odaklı olarak yazılmış. Kötü değil ama şimdiki zamanda yazılması ve kısacık cümlelerin virgullerle birleştirilmesi başlarda beni çok rahatsız etti. Ama alıştım. 


Kapak tanıtım yazısı;

Aşk tedavisinden sonar sonsuza dek mutlu ve güvende olacağımı söylediler.Ve ben, onlara hep inandım.

Şimdiye dek.

Şimdi artık her şey değişti.
Artık, bir yalanın baskısı altında yüzyıl yaşamaktansa, aşk hastalığıyla geçireceğim kısacık bir ömrü tercih ederim






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tasarlamak gerçek bir şeydir; açığa vurulmuş düşler denenmiş demektir.
(İnci - John Steinbeck)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...