2 Şubat 2015 Pazartesi

Hiçliğin Kıyısında - J.A. Redmerski



Hımmm. Kitabın üzerine bir kaç kitap okuyunca konuyu toparlamak zor oluyor. Neyse ki hatırladım.

Yirmi yaşındaki, sıradan ve monoton bir hayat yaşamak istemeyen kızımız Cam, sevgilisi öldüğünden beri, en yakın arkadaşı Nat ve Natin sevgilisi Damon haricinde kimseyi hayatına dahil etmez.

Toplumun beklentilerini karşılamak üzerine kurulu bir hayat istemez ve bu durum Cam i huzursuz ve mutsuz eder.

Bir gün Nat in israrlarıyla gece kulübüne giderler. O gece olanlar Cam in yaşadığı hayattan kopuş noktasıdır. Sahip olduğu tek şeyi de kaybedince çantasina attiği üç beş eşyayla bir otobüse atlar ve plansız bir yolculuğa çıkar. 

Andrew ise Camın bindiği otobüse binip arka koltuğuna oturan, sert görünümlü, cüretkar ve inanılmaz komik çocuktur. 

Herşey Cam in , Andrew in dinlediği müzikten rahatsız olmasıyla başlar. Çok ciddi ve sert bir şekilde Andrew i uyarır. Cam ın nazik ve kırılgan görüntüsüyle bunu yapması Andrew in ilgisini çeker. Andrew in yolculuk nedeni ve hayata bakışı aslında hiçte göründüğü kadar sığ olmadığını gösterir.

İkilimiz bir şekilde yol boyu sohbet eder. Cam etrafındaki tehlikenin farkında bile değildir.
Yollar ayrılır, tehlike yaklaşır ve kurtarıcımız kendini tehlikenin kucağına atıp kızımızın hem hayatını hem ruhunu kurtarır.




Kitap aslında kısaca, başkalarını memnun etmeye çalışarak yaşamanın aslında yaşamak olmadığını anlatıyor.Bu hayatı asi bir yaklaşımla karşılayın demek değil. Saygı çerçevesinde başkalarına zarar vermeden, herkes dilediği şeyi sevmekte ve yapmakta özgür olmalı.Neyi sevdiğinize başkalarının karar vermesine müsade ederek kendimiz takıyoruz kelepçeyi ayağımıza. 
Neyse ben bu konuya girersem yazarım da yazarım. Burada bırakalım :)

Kitabın son bölümü her nekadar sevimli olsada, bu şekilde değilde tam olarak zanettiğimiz şekilde bitseydi gerçekte benim için unutulmaz bir kitap olurdu. Artık hayatın amacı haline gelmiş o meşhur yolculuk yapılmadan kitap sona erseydi birazcık yarım kalmış gibi olabilirdi. Tamam ya bildiğin yarım kalmış olurdu.Ama ben o kağıt parçasında yazılanlanlarla paramparça olmuşken, herşeyin bu kadar çabuk toparlanmasına kızmış olabilirim. Belki biraz...

(Uyumsuz serisinin finalinden bir çok kişi memnun değil. Yazarın acımasız bir son yazdığını kabul ediyorum ama bu final bu seriyi benim için apayrı bir yere koydu. Final bana göre müthişti ve klasik bir final yerine böyle bir final yazdığı için Veronica yı yanaklarından öpmek istiyorum. Ayrıca Veronica Rothla aynı yaştayız. Daha ne diyeyim ki! )



Kitap Alıntıları için Tık Tık. Tanıtım yazısıyla aynı sayfada yayınlayınca sanki yazı çok uzuyormuş gibi hissediyorum. Henüz karar verebilmiş değilim. :)

Tanıtım Bülteninden;

Yirmi yaşındaki Camryn, alışılmışın dışında bir yaşam tarzı düşlemektedir. Fakat başına gelen trajediler bu yaşamı kendisinden zorla çekip alınca, ilk bulduğu otobüse atlayarak varış noktasını bilmediği bir yolculuğa çıkar. Çıktığı bu kendini yeniden keşfetme yolculuğunda, kendisi gibi nereye gideceğini bilmeyen, Andrew Parrish adında biriyle tanışır. Fakat Andrew’un da bazı karanlık sırları vardır…

Andrew yolculukları esnasında Camryn’e kimseye bağlı kalmadan, içinden geldiği gibi yaşama, en derin ve kuytu arzularına teslim olma sanatını öğretir. Ancak Andrew’un ondan gizlediği sır yolun sonunda kendisini beklemektedir. Bu sır ikiliyi bir araya getirebilecek midir, yoksa onları sonsuza dek birbirlerinden ayrılmaya mı mahkûm edecektir?

“Hiçliğin Kıyısında mı? ‘Muhteşemliğin Kıyısı’na ne dersiniz? Çünkü şu anda tam olarak bu durumdayım.”
-USA Today-

Yayın Evi: Ephesus
Çevirmen: Süreyya Çalıkoğlu
Sayfa Sayısı 472













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tasarlamak gerçek bir şeydir; açığa vurulmuş düşler denenmiş demektir.
(İnci - John Steinbeck)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...